Aydın Buğra İlter, Egeli Genç İş İnsanlarının Gelecek Vizyonunu paylaştı. Ege Bölgesi’nde faaliyet gösteren 7 derneğin üyesi olduğu, bin üç yüz iş insanını temsil eden Ege Genç İşadamları Dernekleri Federasyonu – EGİFED, Olağan Genel Kurul toplantısı sonucu aynı başkanla yola devam dedi.
2018’den beri EGİFED Başkanlığını yürüten Aydın Buğra İlter tek liste ile tekrar başkanlık görevini üstlendi. Genel Kurulda EGİFED Danışma Kurulu Başkanlığını yürüten Temel Aycan Şen’le de göreve devam kararı alındı. Toplantıda; federasyon derneklerinin birlik ve beraberliği, kentlerin kalkınmasına vurgu, ekonomik değerlendirme, iş dünyasının ortak bir gelecek beklentisi, gelişmiş, adil ve çevreci bir Türkiye vizyonuna dikkat çekildi.
Ege Genç İşadamları Dernekleri Federasyonu’nun (EGİFED) Genel Kurul’u geniş bir katılımla yapıldı
İçindekiler
Karaca Kültür Merkezi’nde gerçekleşen genel kurul toplantısına, Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD), Balıkesir Genç İş İnsanları Derneği (BAGİAD), Denizli Genç İş İnsanları Derneği (DEGİAD), Manisa Genç İşadamları Derneği (MAGİAD), Akhisar Genç İşadamları Derneği (AKGİAD), Nazilli Genç İşadamları Derneği (NAZGİAD) ve Bandırma Genç Girişimci İşadamları Derneği (BANGGİAD) başkan ve delegeleri katılım gösterdi.
Toplantı, EGİFED Kurulu Başkanı Aydın Buğra İlter, EGİFED Danışma Kurulu Başkanı Temel Aycan Şen, TÜGİK Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Çoban, EGEV Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Susam ve İZTO Yönetim Kurulu Başkanı aynı zamanda EGİAD Danışma Kurulu Başkanı Mahmut Özgener’in açılış konuşmalarıyla başladı. Konda Araştırma ve Danışmanlık A.Ş. Genel Müdürü Bekir Ağırdır’ın da konuşması ile yer aldığı etkinlikte EGİFED Genel Kurulu sonrasında feredasyon derneklerinin katılımıyla Ticaret Köprüsü gerçekleşti.
Toplantıda konuşan EGİFED Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Buğra İlter, 7 dernek ile toplamda 1300’ü aşkın üye ve her sektörden temsilcinin faaliyette bulunduğu büyük bir platform olarak çalıştıklarını ifade eden İlter, bağımsız ve gönüllü sivil toplumun gücüne inanan, örgütlü olmanın önemini anlamış, bölgesinin ve ülkesinin sorunlarını dert edinmiş, sorunların değil, çözümün bir parçası olmaya çalışan iş insanları olarak bir arada bulunduklarını dile getirerek, “Her derneğin kendi kentinde ortaya koyduğu enerjiyi birleştiren ve bölge çapında bir sinerji yaratmayı hedefleyen bir kurum olarak EGİFED’in daha etkin çalışması ve üye derneklerin oluşturduğu güç birliğinin geliştirilmesi için çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Dernekler arası iş birliği ve dayanışmanın artması ve birlikteliği tesis edebilmek ve bunun gücünü yaşayabilmek adına federasyonumuz önemli bir rol üstleniyor” dedi.
Kentlerin Kalkınmasına Vurgu
Kentlerin önemine ve kalkınmasının yarattığı güce dikkat çeken Aydın Buğra İlter, “Global şehir ve bölgeler ön planda. Urban Age olarak da adlandırılan 21. yüzyıl pek çok açıdan kentlerin dünyası haline geliyor. Kentler ve bölgeler, çevresinde yarattığı ekonomik, siyasi ve toplumsal dinamikler ile ortaya çıkan değerler bir ülkenin kaderini değiştirecek konuma gelebiliyorlar. Kentlerin kalkınması, öncelikle etki alanı içerisindeki bölgelerin ve devamla ülkemizin kalkınmasına pozitif bir ivme kazandıracaktır.
Kentlerimiz ve bölgemiz ne kadar yüksek katma değer yaratırsa ülkemiz de bundan istifade ediyor. Yaratacağımız katma değer, bölgeler arası gelir adaletsizliğinin giderilmesi, kapsayıcı bir ekonomik büyüme ve sürdürülebilir kalkınmanın temel taşları olacak. Federasyonumuz bünyesindeki kentler de ekonomik üretim alanları, farklı uzmanlıkları, birbirini tamamlayan ekonomik faaliyetleri, sosyal ve demografik yapıları ile yüksek bir sinerji ve rekabet gücüne sahip. Dernekler ve dernek üyelerimiz de bireysel ve kurumsal ilişkileri ile bu gücü desteklemektedir” dedi.
Ekonomik Değerlendirme
Ekonomik değerlendirmede de bulunan İlter; enflasyon, faiz, kur sarmalının tüm iş dünyasını cendere altına almış durumda olduğuna dikkat çekerek, “Faizleri azaltmak yerine, riskleri azaltmaya konsantre olmakta zorluk çekiyoruz. Döviz kuru artışı üretim maliyetlerini artırıyor. Finansmana erişimde birçok şirket zorluk çekiyor. Hammadde ve enerji fiyatlarındaki artış ve tedarik sıkıntısı üretimi zorluyor. Tüketim odaklı büyümenin bizi doğru bir noktaya götürmediğini hep beraber görüyoruz. Büyümenin sadece hızlı değil, istihdam yaratan, adil ve yeşil olarak kurgulamamız gerekiyor. Tüm dünyanın sorunu olan gelir dağılımındaki adaletsizlik, ülkemizde de etkisini artırıyor. Orta sınıf dediğimiz tabaka giderek kayboluyor. Bunun sonucu olarak, maalesef insanlar ve gençlerimiz iyi bir eğitim, sıkı çalışma, ahlak ve erdem ile kendine yakışacak bir hayat idame ettirme, belki zengin olmak değil ama bir üst sınıfa atlayabilmek konusundaki inançlarını kaybetmek üzereler. Ekonomiler güven, öngörülebilirlik ve istikrar üzerine kuruludur. Bununla birlikte kalkınmanın da sadece ekonomik faaliyetler ile sağlanamadığının farkındayız” diye konuştu.
İş Dünyasının Beklentileri
Ortak Bir Geleceğe Bakmak İstiyoruz
İş dünyası temsilcilerinin sorumluluk ve beklentilerine de değinen İlter, şu şekilde konuştu: “Bizler iş dünyasının genç temsilcileri, kurumsal birer vatandaş olarak nitelendirdiğimiz şirketlerimizin sadece karını maksimize etmek değil, sürdürülebilir kar elde etmek ve sosyal fayda yaratmak zorunda olduğunu biliyoruz.
Çalışanından, tedarikçisine, bölgesine, devletine, halka, çevreye ve tüm diğer paydaşlarımıza karşı sorumluluklarımızı yerine getirmeye çalışıyoruz. Bununla birlikte tek başına bizlerin çabaları yetmiyor. Hepimizin bir siyasi görüşü var, ama iş dünyası olarak tüm siyasi aktörlerden, toplumun tüm kesimlerinden, siyaset üstü beklentilerimiz var.
Herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekiyor; eğitim sistemimizin 21. yüzyılın yetkinlik ve becerilerine uygun olarak gözden geçirilmesi gerekiyor, aksi takdirde gün be gün medeniyet ve refah yarışının gerisinde kalacağız. Güçlü bir demokrasi olmadan güçlü bir ekonomi tesis edemiyoruz. Kalkınmamız için vazgeçilmez unsur, kurumlar ve kurallar bu nedenle güçlü bireylere değil, güçlü kurumlara ihtiyacımız var.
Şeffaflık, liyakat, bağımsızlık, hesap verilebilirlik olmadığı sürece güçlü kurumlar tesis edemiyoruz. Güçler ayrılığı, çoğulcu demokrasi, denge ve denetim sistemlerinin tesis edilmesi, şeffaf, hesap verebilir bir kamu yönetimi, denetleyici ve düzenleyici kurumlar olmazsa da olur diyebileceğimiz şeyler değil. Yönetişimde yaptım oldu değil, tüm ilgili aktörlerin fikrinin alındığı, yerel, kamu, özel sektör ve sivil toplumun birlikte karar aldığı, bir istişare kültürünün ve ikliminin oluşması zaruri halde.
Hukukun üstünlüğü, hukuk sistemine olan inanç ve yargı bağımsızlığı her açıdan kaçınılmaz. Denge ve denetleme mekanizmalarının olmadığı, güçler ayrılığı tesis edilmemiş, yasama, yargı ve yürütmenin rol tanımlarının net ve demokratik olmadığı bir sistemde sorunlarımızın çözülemeyeceğini görüyoruz. Bu konulardaki hassasiyet ve zafiyetlerimizin giderilmesi için biz elimizden geleni yapıyoruz ve yapacağımızı beyan ediyoruz bununla birlikte tüm siyasi aktörlerden ve toplumun farklı kesimlerinde de gereğini talep ediyoruz. Tüm ülke olarak biz olmak ve ortak bir geleceğe bakmak istiyoruz, ortak yaşama ve ortak bir geleceğe bakma iradesini güçlendiren demokrasi bir tercih değil, zarurettir.”
İş Dünyasının Gelecek Vizyonu
Gelişmiş, Adil ve Çevreci Bir Türkiye
Arzu ettikleri vizyonu da dile getiren İlter, “ Arzu ettiğimiz Türkiye vizyonu, Yeşil mutabakat ile uyumlu ve sürdürülebilir bir ekonomik atılımı sağlamış; Sosyal, laik ve demokratik hukuk devletini tam anlamı ile inşa etmiş, Güçler ayrılığı, denge ve denetleme mekanizmalarını inşa etmiş; Yargının tam bağımsızlığını tesis etmiş; Hukukun üstünlüğüne olan inancı artırmış; Onurlu yaşam hakkını kurumsallaştırmış ve garanti etmiş; Gelişmiş, saygın, adil, çevreci bir Türkiye’dir. Bu amaçlar doğrultusunda hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Şen: “İAD’larla üyelerimize Türkiye çapında dostluk ve iş birliği imkanı yarattık”
Toplantıda genç işadamlarına İş İnsanları Dernekleri’nde çalışmanın önemine dikkat çeken EGİFED Danışma Kurulu Başkanı Temel Aycan Şen, “2000’li yılların başında Ege Genç İş Adamları Derneği ile başladığım GİAD’lara üyeliğim sayesinde, tüm Türkiye çapında yüzlerce kişi ile tanışıp, onlarca dostluk edindim. Hiçbir maddi kazanç, bu dostlukların yerini tutamaz. EGİFED süresince de üyemiz olan her stk’nın beklenti ve sorunlarını meclis dahil tüm üst makamlara iletmeyi, bölgemiz için yapılan her yararlı çalışmanın yanında olmayı istedik ve bunu başardık. Yeni yönetim de eminim çok başarılı işlere imza atarak, genç iş dünyasını en iyi şekilde temsil edecek, gençliğin dinamizmini ve farklı bakış açısını yansıtacaktır” dedi.
TÜGİK Yönetim Kurulu üyesi İsmail Çoban da EGİFED’in federasyonlar içinde birbirine en bağlı kurum olduğunu belirterek, “Birbirinize sarılın, EGİFED’e sarılın” diyerek Federasyonlaşmanın önemini belirtti.
EGEV Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Susam ise, EGEV’i tanıttı. Yerelden kalkınmanın ve yerelden planlamanın önemine dikkat çekerek Kalkınma Ajanslarının öneminden bahsederek, “EGEV’i sizlere biraz tanıtmak ve 8 Kasım’da yapacağımız forumu sahiplenmek noktasının altını çizmek istiyorum. Bu vesileyle EGEV’e tüm EGİFED’e üye dernekleri davet ediyorum. Sizler EGEV’in de geleceğini oluşturuyorsunuz. Türkiye’deki sorunları da çözümleri de biliyorsunuz. Hem yerelde hem de genelde kalkınmanın üstün unsurları olarak burada varsınız. Ülkenin geleceğini genç insanlar değiştirmeye yakınlar. Karabasan gibi gelen bir sürü sorunu aşabilecek güçteyiz. EGEV’de 2017’den bu yana tekrar birlikte çalışıyoruz. Küresel ısınma, iklim krizi, suyu ve toprağı neden korumamızın altını uluslararası katılımcılarla bir kez daha altını çizeceğiz” dedi.
Özgener’den Gençlik ve Dijitalleşme Vurgusu
İZTO Yönetim Kurulu Başkanı aynı zamanda EGİAD Danışma Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ise, İzmirli kurum ve kuruluşların ortak iradesi ile yürütülen projelerin ortak akıl sonucu çok ciddi yol kat ettiğini belirterek, “Ege Bölgesi’nin şehirleri arasında da ortak projeler yapabiliriz. Ege Bölgemizin tarım, turizm, teknoloji, sanayi ve ticaret potansiyeli çok yüksek. Tarihte ilk paranın kullanıldığı topraklarda yaşıyor, dünyanın en iyi üzüm, incir, zeytinyağı ve tütün gibi ürünlerini yetiştiriyoruz. Bu zenginliği değerlendirmek ve kentlerimizin ekonomilerine artı değer olarak dönüştürmemiz gerekiyor” dedi.
Gençlerin dinamizmine ve fikirlerine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulan bir dönemden geçildiğini dile getiren Özgener, “Dünyamız pek çok alanda dijitalleşme ve iklim değişikliğine uyum odaklı bir dönüşüm süreci yaşıyor. Eski dünyanın iş modellerini artan bir süratle geride bırakıyoruz. Dijitalleşme, bilgi çağını başlatarak gündemimizin ilk sıralarına oturmuştu.
Bugün pandemi sürecinin de tetiklediği bir hızla eskinin yerini alıyor. Aşının etkin bir şekilde uygulanması normal tempomuza dönmemizi sağladı. Hem aşı öncesi hem aşı sonrası dönemde iş kayıplarımızı en çok azaltan unsur, dijital olanaklar oldu.
Bekir Ağırdır: “Artık kasırganın gözündeyiz”
Konda Araştırma ve Danışmanlık A.Ş. Genel Müdürü Bekir Ağırdır ise, ülke alarak yaşanılan süreçlerin sadece pandemiye bağlanılmasının doğru olmadığını belirtti. Küresel dönüşüm kavgasının şiddetlendiğini ifade eden Ağırdır, “Hepimiz pandemi denilen melanet ile boğuşuyoruz. Pandemi sonrasında ne olacak diye sonrasına dair kehanetle meşgulüz. Bu konuda müjde vermek istiyorum. Artık kasırganın gözündeyiz. 2014’ten beri iş insanlarına kasırga geliyor diye anlatıyordum.
Artık o kasırganın gözünde olduğumuz için nereden nasıl çıkacağız kısmını düşünmeye vakit geldi. Amerikalı Psikiyatrist Elisabeth Kübler Ross’un yasın 5 evresi teorisi var. İnsan zihni ne yapıyor da bunu aşıyor diye düşündüğümüzde önce inkâr ediyorsunuz, sonra öfke aşaması geliyor daha sonra pazarlığa başlıyorsunuz. Türkiye insanı ve yönetenler oldum bittim pazarlık aşamasında takılıp kalıyoruz. 50 sene öncede laiklik, anayasa, dindarlık ve Kürt meselesini tartışıyorduk. Bu meselelerin hepsi birer marka oldu.
“Bugün artık gerçeği kabullenmek zorunda olduğumuzu kavradık.”
Bundan sonra nasıl yaşayacağımıza kafa yormaya başladık. Kendi sorun çözme maharetimize bağlı buradan kaç yılda çıkacağımız. Toplumsal olarak biz duygusunu kaybetmiş bir halde yaşıyoruz. Türkiye toplumunda heves ve gayret var. Ama nereye doğru gitmek istediğimiz konusunda vizyonlara ihtiyaçlar var.
Hepimiz aynı insanlardan konuşuyoruz. Biz aşağı yukarı 10 yıldır Türkiye insanının değerlerinde neler değişiyor diye baktığımızda müthiş kutuplaşma var. Tartışmak ve müzakere etmemiz lazım. Türkiye insanı bireysel sorununu konuşuyorsa bir biçimde herkes kişisel sorununu çözüyor ama ortak sorunları çözemiyor. Türkiye insanı birey konusunda çok gayretli yurttaş olma konusunda temkinli davranıyor.
Hayatımız belirsizlik ve karmaşıklık esaslı. Çünkü sadece tek gücün ve hâkim gücün kararları ile çalışmayan bir hayat. Buna adapte olabilecek ekonomi kurumlar ve kurallar arıyoruz. Artık plan bütçe yapmayı bırakın. Senaryolarla üretim modeline geçin. En büyün maharetiniz belirsiz bir hayata doğdunuz. Yeni bir hikâyeye ihtiyacımız var.
Siyasetin beslenme damarları kapandı. Yeni bilgiden beslenmiyorlar. Hiçbir partinin genel merkezinde iklim değişikliği klasörü yok. Yeni bilgi ile alakaları yok. Siyasete girmenize ihtiyaç var. Siyaseti kültürü yenilemek için müzakere üzerine ihtiyaç ve taleplerle uzlaşmalar üreteceğiz. Türkiye siyasi kültürünü değiştirmeden özgürlük adalet ve eşitliği sağlamadan bu problemleri aşamayız. Artık kasırganın gözündeyiz çıkışı konuşmalıyız” dedi.
Ağırdır ‘Hayalimizdeki Türkiye’yi’ şu maddelerle tanımladı;
- Yerküreyle ve yeşil dönüşüm ile uyumlu bir ekonomik atılım başlatmış;
- Sosyal, laik ve demokratik hukuk devletini yeniden inşa etmiş;
- Güçler ayrılığını, denge ve denetleme mekanizmalarını yerli yerine oturtmuş,
- Yargının tam bağımsızlığını tesis etmiş;
- Toplumsal ve siyasal uzlaşmalar ile yeni dönemin yeni ve sivil anayasasını yapmış;
- Avrupa Birliği’ne tam üye olmuş;
- Hukukun üstünlüğüne inancı artırmış, ortak yaşama iradesini ve toplumsal esenlik ile güçlü bir toplumsal dönüşümü başarmış;
- Toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı politikalar geliştirmiş, ayrımcılığın, ötekileştirmenin, kutuplaşmanın olmadığı toplumun refah ve huzurunun esas olduğu bir toplumsal mutabakatı ve toplum devlet mutabakatını sağlamış;
- Onurlu yaşam hakkını kurumsallaştırmış ve garanti altına almış;
- Adaletsizlik ve yoksullukla mücadele politikalarının küresel öncülerinden olmuş; bir Türkiye’dir.
- Hayalimizdeki Türkiye çerçevesinden bakarak devlet kurumlarımızın kurumsallaşması ile iş dünyası için de hedefimiz şirketler ve STK’ların, ülkemiz için iyi bir ‘Kurumsal Vatandaş’ olmasıdır.
Ağırdır’ın konuşmasının ardından Genel kurula geçildi. Tek listeyle gidilen genel kurulda yeni dönemde Yönetim Kurulu Başkanlığını yine Aydın Buğra İlter devam ettirecek.
Genel Kurul sonrasında iş dünyasının hızlı tanışması olarak gerçekleşen Ticaret Köprüsü’ne geçildi.
Egeli İş İnsanları Ticaret Köprüsü’nde Buluştu
Bu yıl EGİFED organizasyonu ile gerçekleşen Ticaret Köprüsü, bir kez daha iş dünyasına örnek oldu. İş Ağlarını (networking) kurmak ve genişletmek amacıyla oluşturulan söz konusu etkinliğe katılım yüksekti.
EGİFED tarafından gerçekleştirilen organizasyona, EGİFED’e bağlı Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD), Balıkesir Genç İş İnsanları Derneği (BAGİAD), Denizli Genç İş İnsanları Derneği (DEGİAD), Manisa Genç İşadamları Derneği (MAGİAD), Akhisar Genç İşadamları Derneği (AKGİAD), Nazilli Genç İşadamları Derneği (NAZGİAD) ve Bandırma Genç Girişimci İşadamları Derneği (BANGGİAD) üyesi iş insanları katılım gösterdi.
İş ağı konusunda doğru uygulamalarla tanışmayı ve bu uygulamaları hayata geçirmeyi amaç edinen genç iş insanları, EGİFED Ticaret Köprüsü etkinliğinde kendilerini ve şirketlerini tanıtma imkanı buldu.
Organizasyona 100’e yakın iş dünyası temsilcisi katılım gösterdi. İş dünyasının en temel beklentilerinden biri olan İş Ağlarını (networking) kurmak ve genişletmek amacıyla “EGİFED Ticaret Köprüsü” başlığı altında gerçekleşen ve “Hızlı Tanışma” olarak da bilinen organizasyon sayesinde birçok iş bağlantısına ve ortaklığa da zemin yaratıldı.
Ticaret Köprüsü Nedir?
Düzenlenen etkinlikte katılımcıların birkaç dakikalık aralıklarla aynı anda yer değiştirerek kısıtlı sürede en fazla kişinin profesyonel anlamda birbirleriyle tanışmaları amaçlandı. Asansör konuşması olarak tanımlanan görüşmelerde, firma ile ilgili bilinmesi istenen en önemli noktalar anlatıldı. Çok kısa sürede kendi işini anlatabilme, karşı tarafa da doğru soruları sorabilme esasına dayanan bu uygulama ile üye iş insanlarının kendi aralarında iş birliğini arttırması hedeflenmekte.